Türkiye’de Neden SEO’ya Ağırlık Vermelisiniz?

Ülkemizdeki İnternet kullanım oranlarını ve arama motoru tercihlerini sizler için analiz ettik ve şu sonuca vardık: Türkiye’de Dijital Pazarlama söz konusu olduğunda en büyük geri dönüş SEO yatırımlarından elde edilebilir. Gelin hep birlikte bu durumun neden böyle olduğunu inceleyelim.

dünya çapında internet kullanım oranları

İlk olarak ilginç bir istatistikten bahsetmek istiyoruz. Statcounter‘ın düzenli olarak topladığı verileri incelediğimizde, arama motoru host’u olarak hizmet veren adreslerde Google.com.tr en çok kullanılan ikinci host olarak karşımıza çıkıyor:

search engine hostHaziran 2010 – Haziran 2015 dönemlerini incelediğimizde, evrensel arama motoru olan Google.com ilk sırada yer almakta. Google.com.tr özellikle Kasım 2011 tarihinde kullanım oranının artmasıyla ikinci sıraya yerleşiyor ve günümüze kadar yerini korumayı başarmış durumda. Google.co.in (Google Hindistan), Google.co.uk (Google Birleşik Krallık), Google.com.br (Google Brezilya) gibi bölgesel arama motorlarının önünde yer alan Google.com.tr, Google’ın evrensel versiyonu olan ve genellikle Amerika Birleşik Devletlerinde kullanılan versiyonundan sonra ikinci sırada yer alıyor.

Google.com.tr’nin bu kadar çok kullanılıyor olmasını, Türk İnternet kullanıcılarının alışkanlıklarını inceleyerek açıklayabiliriz. Aynı zamanda bu istatistiğin, Türkiye’de pek de hak ettiği değeri bulamadığını düşündüğümüz SEO çalışmaları açısından ne kadar önemli bir yere sahip olduğunun altını çizmek isteriz.

Buna bağlı olarak bahsetmek istediğimiz bir başka istatistiki veri, Türkiye’deki İnternet ve telefon kullanım oranlarıyla ilgili. “Dünya Kalkınma Göstergeleri” adıyla yayınlanan Google Halka Açık Veriler Gezgininde yer alan verilere göre, Türkiye nüfusunun 1990 – 2013 yılları arasında giderek artan İnternet kullanımı, 2013 yılı sonunda  %46.25’e kadar ulaşmakta. Yani 2013 yılı sona erdiğinde ülke nüfusunun neredeyse yarısı İnternet kullanıcısı olarak kaydedilmiş durumdaydı. Verilerin periyodik olarak güncellendiğini görmekteyiz ancak son 2 yıla dair verinin olmadığını görüyoruz. Buna rağmen artış hızını ele aldığımızda, 2015 yılı içinde bu oranın nüfusun yarısını geçtiğini tahmin etmekteyiz.

Nüfus yüzdesi olarak İnternet kullanıcıları

Bu rakamları anlamlandırmak için Türkiye nüfusunun yaş ortalamasını, hangi yaş aralığında kaç kişi olduğunu, İnternet kullanım yaşına ulaşmamış ya da kullanım zorluğu yaşayan veya sağlık ya da ekonomik imkansızlıklardan dolayı İnternet kullanması mümkün olmayan insanların sayısını biliyor olmamız daha sağlıklı olacaktır. Fakat bir tahminde bulunmayı denerseniz ve yukarıdaki veriyi dikkate alırsanız, ülkede İnternet kullanması mümkün olan çok sayıda insan olduğunu söyleyebiliriz. Yani %46,25’ten geriye kalan çok az insanın normal sebeplerden dolayı İnternet kullanmadığını görmek mümkün.

Kullanım oranlarının artışını daha iyi anlamak için 5’er senelik artış verisini de ekleyelim:

Yıl           Oran

1990       % 0,00
1995       % 0,08
2000      % 3,76
2005      % 15,46
2010       % 39,82
2013       % 46,25

Söz konusu verileri dünya genelindeki ülkelere oranlayarak ortaya daha net bir tablo çıkarabiliriz. International Telecommunication Union (Uluslararası Telekomünikasyon Birliği) tarafından 2013 tarihinde yapılan araştırmada, Türkiye’de 37,321,199 kişinin İnternet kullanmakta ve bu oranla sayısal olarak 17. sırada yer alıyor. İnternet kullanımın nüfusa oranına göre ise Türkiye’nin sıralaması 97. Tablonun daha iyi anlaşılması için sayısal olarak ilk 25 ülkeyi aşağıda görebilirsiniz:

internet-kullanimin-nufusa-orani

Bahsetmek istediğimiz diğer istatistik, yine Türkiye ile ilgili. Kolaylık olması için Türkiye’deki İnternet kullanımı oranını nüfusun yarısı olarak kabul ederek, kullanıcıların ne kadarının sabit geniş bant aboneliğe sahip olduğunu görmeye çalışalım:

Nüfus yüzdesi olarak sabit internet kullanıcıları

 

Gördüğünüz gibi, 2000 yılında kayıtlı bir geniş bant İnternet kullanıcısı olmadığını görüyoruz. Muhtemelen bunun sebebi, geniş bant İnternet teknolojisinin alt yapısı o dönemde oluşturulmaya başlanmasıdır. Geniş bant İnternet, ADSL, VDSL, Kablonet, Fiberoptik İnternet, 3G, 4G gibi teknolojilere verilen isimdir. Kablolu ya da kablosuz olarak yüksek miktarda veriyi aynı hat üzerinden iletebilir ve gönderebilir.

Kişisel olarak baktığımda, hatırlamak için çok genç olsam da, ilk ADSL bağlantı hızının 256 k olduğunu hatırlıyorum. O dönemde birkaç kere 56k modem bağlantısı yapmış biri olarak bu hızın büyüleyici olduğunu düşünürdüm.

Sonrasında artan bağlantı hızları, paralelinde gelişen bilgisayar teknolojileri, İnternet kullanımını daha rahat ve hızlı bir noktaya taşıdı. Bu da ülkemizde doğru orantılı bir yansımayla, kullanım oranlarını artırmıştır. 2013 yılı sonunda, Türkiye’de sabit geniş bant İnternet aboneliğine sahip olan 8.4 milyon kullanıcı tespit edilmiştir.

Bu rakam bize gösteriyor ki, Türkiye’de geniş bant İnternet erişimi olan 8,4 milyon kişinin dışında İnternete farklı yollarla bağlanan birçok insan var. Peki o insanlar İnternete nasıl bağlanıyorlar?

Küçük bir kısmı halka açık kablosuz İnternet erişimi kullanırken, çok büyük bir kısmı GSM hattı üzerinden Edge veya 3G ile internete bağlanmaktalar. Yani mobil İnternet kullanımı, ülkemizde de yüksek miktarlara ulaşmış durumda.

Kullanım oranlarının artışını daha iyi anlamak için 5’er senelik artış verisini de ekleyelim:

Yıl                   Kişi (Milyon)

2000              0,0
2005               1,6
2010               7,1
2013               8,4

Yine bu istatistiklere bağlı olarak, Türkiye’de kaç kişinin cep telefonu aboneliği olduğunu görmeye çalışalım:

Nüfus yüzdesi olarak cep telefonu kullanıcıları

 

İstatistikler, Türkiye’de 2013 yılı sonunda 69,7 milyon cep telefonu aboneliği olduğunu göstermekte. Bu rakam aklımızı biraz karıştırabilir, o yüzden biraz detay verelim.

Birden fazla GSM şebekesine aboneliği olan kullanıcılar, bir dönem cep telefonu hattı kullanmış olan ancak aktif olmayan ve aktif olmamasına rağmen henüz kayıt altına alınmamış kullanıcılar, Kurumsal Abonelikler için kullanılan şirket hatları gibi bir kişinin birden fazla hat kullanmasına sebep olan veya aktif olmayan hatlar da bu rakamın içerisinde. Ancak genel olarak incelersek, bu hatların yukarıda gördüğümüz rakamın en fazla dörtte birine yaklaştığını söyleyebiliriz. Yani 2013 yılı sayımlarında nüfusu 74,9 milyon kişi olan Türkiye’de 69,7 milyon tekil cep telefonu abonesi olması biraz garip olurdu. Biz bu rakamın tekil kullanıcılar bakımından 35 – 40 milyon civarında olduğunu düşünebiliriz.

Yukarıdaki rakamlar zihnimizde net bir tablo oluşturamıyor olsa da, farklı bir noktaya dikkat çekmek istiyoruz. Cep Telefonu hatlarının hepsi, potansiyel bir İnternet kullanıcısı demektir. Özellikle gelişmiş ülkelerde mobil İnternet kullanımının masaüstü ve dizüstü İnternet kullanımını aştığı günümüzde, bu kadar yüksek oranda cep telefonu hattının olduğu bir ülkede mobil İnternete yatırım yapmamak çok sağlıklı olmazdı.

Bu sebeple Google, 21 Nisan 2015 Tarihinde Mobil Uyumluluk Güncellemesini devreye aldı ve mobil İnternet kullanıcılarının daha rahat gezinmesini hedeflemeye çalıştı. Güncellemenin etkileri günümüzde de sürmekte ve mobil uyumlu olmayan ya da mobil erişimi zorlaştıran Web siteleri büyük oranda trafik kaybetmeye devam ediyor.

Kullanım oranlarının artışını daha iyi anlamak için 5’er senelik artış verisini de ekleyelim:

Yıl                               Kişi

1985                          0
1990                          31.809
1995                          437.130
2000                         16.133.400
2005                         43.609.000
2010                          61.769.600
2013                          69.661.100

Sonuç olarak;

Yukarıdaki istatistik ve tabloların hepsi gösteriyor ki, ülkemizde İnternet kullanım oranları oldukça yüksek. Hem sabit hat üzerinden hem de GSM hatları üzerinden yapılan İnternet erişim oranları da oldukça yüksek. Bu bağlamda söyleyebiliriz ki, Türk toplumu İnternete bağlanmayı ve vakit geçirmeyi çok seviyor. Özellikle -ve şaşırtıcı şekilde- Google.com.tr’nin dünyada en çok kullanılan bölgesel arama motorlarından biri olması, bu arama motorunda üst sıralarda pozisyon kapmaya çalışan Web sitelerinin ne denli yoğun bir SEO rekabeti içinde olduklarını da gösteriyor. Elbette dünyanın en çok tercih edilen arama motorlarından birinde üst sıralarda yer almanın mükafatı büyük; hem marka bilinirliğini hem de online ve offline satışları arttırmak.

SimilarWeb 2015 Arama Motoru Pazarlama Raporu‘na göre dünya genelinde SEO çalışmalarından elde edilen dönüşüm oranları diğer trafik kanallarından çok daha yüksek seviyede. Üstelik en düşük maliyetli yatırım olduğu için bugün Google.com.tr’de varlık göstermek için SEO yatırımı yapan Web sitesi sahipleri, orta ve uzun vadede her halükarda bu yatırımdan dolayı kârlı çıkacaklar.

Peki siz Web siteniz için SEO yatırımını ne ölçüde ciddiye alıyorsunuz ve SEO çalışmalarına ne kadar bütçe ve kaynak ayırıyorsunuz?

 

Paylaş!

Bunlar ilginizi çekebilir

Popüler Yazılar

Son Yazılar

Semrush Partner