Gelecekteki SEO’ya Hazırlık İçin Pratik Öneriler

SEO’nun geleceği hemen her yıl sorgulanır, sıklıkla da öldüğüne dair söylentiler uydurulur. Bize göre sorun Arama Motoru Optimizasyonu ifadesinin geldiğimiz durumu net bir şekilde yansıtmamasından kaynaklanıyor.

seonun geleceği

Bugün yaptığımız işi tanımlayan en güzel ifade “Arama Deneyimi Optimizasyonu”. Zira artık sadece masaüstü bilgisayarlar için değil, aynı zamanda akıllı telefonlar, tabletler ve bunlar içinde kullanılan uygulamalar için de arama deneyimini iyileştirmek durumundayız.  Özellikle Google’ın mobil uygulamaları da arama sonuçlarında göstermeye başlaması ile bize göre yeni bir sayfa açıldı. Bu bağlamda önümüzdeki yıllarda SEO ile ilgili gerçekleşmesi muhtemel gelişmeleri  sizlerle paylaşmak istedik.

Geçtiğimiz birkaç yıl içinde çok sayıda yeni iş projesi duyduk. Özellikle İnternet ve Sosyal Medya alanında büyük işler ortaya atıldı, kimi başarılı oldu, kimi unutuldu. Özellikle mobil uygulamasıyla ön plana çıkmaya çalışan fakat SEO fırsatını kaçıran şirketler için başarılı ya da başarısız demiyor, “büyük bir fırsatı kaçırdılar” diyoruz. Çünkü mobil uygulamalar artık arama motorlarının dizinlerine katılmaya hazırlanıyor ve her uygulama, sahip olduğu platformun mağazasında (App Store ya da Google Play) kendine ait bir veya birden fazla sayfaya sahip olacak. Aynı zamanda uygulamaya ait bir Web sayfası da varsa, SEO çalışmasının sağlayacağı katkı git gide artmaya başlamakta. Uygulamaların arama motorları dizinine eklenmesi konusundaki incelememize göz atabilirsiniz:  Google’da Mobil Uygulama İndeksletme

google bing yahoo

Özellikle Türkiye’de ve dünyada en çok kullanılan arama motoru olan Google, yayına aldığı yeni algoritmalarla arama kalitesini artırmayı hedefliyor. Penguen Algoritması ve Panda Algoritması, içerik kalitesine önem vermeyen Web sitelerini arama sonuçlarından çıkarmaya başladı. Google Phantom İçerik Kalitesi Güncellemesi ile ise içeriğin kalitesini ölçmeye başladı. Google aynı zamanda Mobil Uyumluluk Güncellemesi ile geleceğin teknolojisi olmasına az kalan mobil İnternete de önem verdiğini gösterdi. Web siteniz kaliteli ve güncel içeriğe sahip değilse, ilaveten mobil uyumlu olarak da görünmüyorsa, arama sonuçlarında gerilere düşebilir ve organik trafik kaybı yaşayabilirsiniz. Bu açıdan yukarıda bahsettiğimiz algoritmalarla ilgili verdiğimiz bilgilerden yola çıkarak, Web sitenizi vakit kaybetmeden optimize etmenizde fayda var.

Gerçekçi olmak gerekirse, “SEO öldü” demek yerine “geleneksel SEO teknikleri öldü” demek daha doğru olacaktır. Başarı gösteren SEO stratejileri el değmemiş şekilde kullanılabilirliğini sürdürüyor ve üzerine katlayarak gelişmeye devam ediyor. Sektöre yeni arama motorları katılıyor olsa da en bilindik üç marka, Google, Bing ve Yahoo dünya çapında dominasyona sahip. Bu üç arama motoru dışında kullanılanların sayısı oldukça az. Kullanabileceğiniz SEO ve geliştirme tekniklerinin oldukça kapsamlı olduğunu ve temel anlamda bir Web sitesine dair her detaya hitap ettiğini söyleyebiliriz. Ancak SEO projenizde izlediğiniz yolda, az önce bahsettiğimiz arama motorlarına da bağlı kalmak durumundasınız. Özellikle de Google, farklı yaklaşımlar sergileyerek farklı noktaları dolduruyor, kullanıcı deneyimini en üst seviyeye çıkarmayı hedefliyor. Aynı zamanda bir Web sitesinin en büyük trafik kaynaklarından biri haline gelmiş olması da Google’ın ne kadar önemli bir rolü olduğunu göstermekte. Günün birinde Google’dan aldığınız trafiğin tamamını kaybettiğinizi bir düşünsenize!

sosyal medya kanalları

Belirgin etkilerin içerisinde Sosyal Medya da var. Özellikle ülkemizde Facebook, Twitter, Instagram, Vine, Linkedin, gibi yenilikçi ve insanları cezbeden kanallar ortaya çıktıkça Sosyal Medya gittikçe önem kazandı. Yukarıda tamamından bahsetmemiş olduğumuz diğer Sosyal Medya kanalları da yaygınlaşmaya devam ediyor. Ayrıca kullanıcıların mobil cihazlarla daha fazla aktif olması, mobil İnternetin önemini de ortaya çıkarmakta.

Google, arama fonksiyonunu sadece algoritmalar ile geliştirmiyor, sistem yavaş yavaş Android işletim sistemiyle de entegre olmaya başladı. En basitinden Android işletim sistemine sahip bir akıllı telefonu ilk defa açtığınızda, temel Google hizmetlerinin yüklü olduğunu görürsünüz. Sonrasında uygulamaların Google dizinlerine eklenmeye başlamasıyla entegrasyon bir adım daha ileriye götürüldü. Böylece kullanıcılar artık herhangi bir uygulamayı Google Arama üzerinden de bulabiliyorlar.

Benzer şekilde Apple da iOS bünyesindeki uygulamaların endeksleneceği bir arama motoru geliştirdiğini duyurdu. Bu özellik sayesinde kullanıcılar Safari veya Spotlight aracılığıyla bir uygulamanın bilgilerine ulaşabilecek. Böylece Apple, bu alanda Google’a rakip olmayı planlıyor ve bunu çok net bir şekilde görebiliyoruz.

Apple ve Google

Detaylı olarak tartışılması gerekse de, sevdiğimiz bir söz vardır: “Sisteme kim sahipse, arama tecrübesine de o sahiptir.

Google’ın Android işletim sistemiyle elde ettiği kullanıcı verisi, Google’ın kullanıcıları hakkında ciddi düzeyde fikir sahibi olmasını sağlamakta. İkinci sırada yer alan Apple iOS işletim sistemiyle yine belli bir fikir sahibi olabiliyor. İşletim sistemi çoğunluğu Android’de olsa da, marka bakımından iOS iPhone cihazların ilk sırada olduğunu söylemek mümkün. Bu da Apple’a cihaz kullanımı konusunda daha sınırsız veri sağlamakta. Bu konuda en büyük kaybı yaşayan firmalardan biri de Microsoft. Microsoft; Bing, Yahoo ve AOL gibi servislere sahip olmasına rağmen bu servislerle mobil işletim sistemi arasında stratejik bir bağlantıyı henüz kuramamış olduğu  ve bu servislerin kullanım yoğunluğu düşük olduğu için, kullanıcıları hakkında yeterli bilgiye sahip değil.

Comscore, 2015 Mart ayı cihaz ve işletim sistemi kullanım oranlarını yayınladı. Marka bazında Aralık 2014 – Mart 2015 arasında Apple marka mobil cihazların satın alınmasında %1 artış yaşanmış. Android işletim sistemi bazlı cihazlarda ise dikkate değer düşüşler var:

Marka Ara.14 Mar.15 Değişim
Apple 41,6% 42,6% 1,0%
Samsung 29,7% 28,3% -1,4%
LG 8,0% 8,4% 0,4%
Motorola 5,2% 5,0% -0,2%
HTC 3,7% 3,8% 0,1%

İşletim sistemi bazında da Apple artış trendini sürdürmekte, Apple dışındaki diğer sistemlerde düşüş gözlemleniyor:

İşletim Sistemi Ara.14 Mar.15 Değişim
Android 53,1% 52,4% -0,7%
Apple iOS 41,6% 42,6% 1,0%
Microsoft Mobile 3,4% 3,3% -0,1%
BlackBerry OS 1,8% 1,6% -0,2%
Symbian 0,1% 0,1% 0,0%

Bu açıdan değerlendirdiğimizde, dünya çapında birçok farklı marka akıllı telefonda hizmet veren Android işletim sistemi, cihaz farklılığından kaynaklanan dezavantajlar yaşıyor ve yaşatıyor olabilir. Apple için bu durum çok büyük bir sorun değil; hem iPhone hem de iPad cihazlarda neredeyse her şeyin fazla değişken olmayan bir standardı var. Bu sebeple işler Apple için çok daha kolay olacak gibi görünüyor.

Peki tüm bu bahsettiklerimizle SEO’nun nasıl bir ilgisi olabilir?

Bildiğimiz temel SEO teknikleri açısından bir ilgisi olmayabilir, ancak ileri düzey SEO projeleri devreye girdiğinde, yukarıda bahsettiğimiz her madde ile bağlantı kurmak mümkün. SEO, dijital dünyadaki kullanıcının müşteriye dönüşme sürecindeki en doğal ve en önemli araçlardan biri ve hatta en önemlisi.

Google, Web geliştiricilere hep şunu önermiştir: Yeni bir ürünü geliştirirken, sürece SEO akışını da ekleyin ki, proje için genişleme alanı açılsın. Sadece ürünün getirdiği yeniliklere güvenen bir firma, o üründen beklediği verimi alamıyor, doğal olarak o firma köklü firmalarla baş etmekte zorlanıyor. Bu yüzden yeniliğe sahip bir ürün piyasaya sürülürken, beraberinde sağlıklı bir strateji de geliştirmek zorundadır.

Söz konusu durum özellikle Web tabanlı ürün ve hizmetler için çözülmesi zor bir probleme dönüşebilir. İnternetteki görünürlüğünüz ne kadar azsa, ürününüz ve hizmetiniz o kadar az görünür durumda demektir. Bahsettiğimiz durum mobil Web için de geçerlidir ve hatta uygulama mağazlarında da ürününüzün görünür olmaması ciddi bir kayıp anlamına gelir. Uygulama geliştiricileri bu alanda optimizasyona teşvik etmek için arama algoritmasını geliştiren Apple, Google’ın izlediği yola benziyor olabilir. Ancak şimdilik kısıtlı bir alanda geçerli olan algoritma, zamanla daha da genişleyerek işletim sistemi içinde geçerli olmaya başlayabilir.

Sonuç olarak önümüzdeki birkaç yıllık periyotta yukarıda bahsettiğimiz her konu doğru ve başarılı şekilde uygulanırsa, ilk kazanan kullanıcılar olacaktır. Bu kazanım ürünü ve / veya hizmeti sunan firmanın da kazanması demektir. SEO: Bir Dijital Halka İlişkiler Çalışması yazımızda da bahsettiğimiz gibi, SEO henüz ölmedi, değişerek gelişiyor. Hatta giderek artan bir kapsamla bir noktada başlayıp dijital dünyaya dair her unsura etki etmeye devam ediyor. Eğer ürün ve hizmetinizin doğru bir stratejisi yoksa, tüm çabalarınız sonuçsuzluğa doğru yol alabilir. Hiçbir şey için geç olmadığını belirterek, mevcut durumunuzu gözden geçirerek bir SEO çalışması yapmanızı tavsiye ederiz:

Stradiji’den SEO Teklifi almak için tıklayın.

Paylaş!

Bunlar ilginizi çekebilir